Haftanın Ayeti

“Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin. Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.”


[Hûd - 90]

21 Aralık 2008 Pazar

ATEŞ TOPU FIRTINALI BİR YILDIZLA YAŞAMAK



Sizi hiç ateş yaktı mı?

Bu ateş 4,6 milyar yıldır, yaşam veren ışığının tadını çıkaran Dünya denilen gezegenin henüz var olmadığı zamanlardan beri yanıyor. Kuşkusuz, içine bir milyon Dünya'nın rahat rahat sığacağı kadar büyük. Ayrıca o kadar yoğun ki, bugün gördüğünüz güneş ışınları Güneş'in merkezinden çıktıkları yolculuklarına son buzul çağından önce başladılar; ışıkkürenin içinden kendilerine yol açmaları yüz binlerce yıl sürdü ve ancak ondan sonra uzaydaki sekiz dakikalık, 150 milyon kilometrelik yolculuklarını tamamlayıp gözlerinize ulaştılar. Samanyolu'nda bunlardan milyarlarca var. Ancak evrende –gezegenimiz dışında– bizim için bu kadar doğrudan önemli olan başka hiçbir şey yok.

Güneş, yaşamın sürmesini sağlayan tüm enerjilerin kökeni, havanın kaynağı, iklimlerin belirleyicisi ve evrene güç veren süreçlerle en yakın bağlantımız. Güneş'in içinde ve yüzeyinde olan hemen her şey gezegenimizi etkilese de,

Dünyalılar üzerindeki etkisi en ciddi boyutta olan iki tür Güneş olayı bulunuyor. Bunlardan biri Güneş patlaması: Bu patlama sırasında Güneş yüzeyi üzerinde küçük bir bölgenin bir anda on milyonlarca derece sıcaklığa yükselmesi sonucunda yayılan radyasyon dalgası, iletişim sistemlerinde kesintilere yol açabiliyor, uyduları etkisiz hale getirebiliyor ya da –kuramsal olarak– uzayda yürüyen bir astronotu öldürebiliyor.

Sizcede garip değil mi? Tüm canlılara HAYAT veren şey ÖLÜM saçan koca bir ATEŞ TOPU

Kaynak: Derlenmiştir.

20 Aralık 2008 Cumartesi

Sınav Soruları [Önemli Olan İnsanın Kalbindeki, Kalbim Temiz!]


..Ölümden, öbür dünyadan, cennetten, cehennemden, Müslümanlığın ne kadar güzel bir din olduğundan hararetle bahseden insanlar tanırım. Günde yirmi dakika ayırıp 5 defa ibadet etmek ise onlara zor gelir. Aslında onlar da, çektiği piyango biletine büyük ikramiye vurma ihtimalinin çok düşük, neredeyse imkansız olduğunu bilen kimseler gibi, bu şekilde başarıya ulaşamayacaklarını biliyorlar. Ama bilet alanların gerçek amacı büyük ikramiyeyi kazanmak değil, bir süre kazandıklarını hayal ederek yaşamaktır.

İbadet etmeyi zor bulanlar kendilerini "insanın zaten önemli olan içindeki" diyerek avutuyor. Böyle yaparak Allah'ı mı kandırıyorlar? Sadece kendilerini kandırıyorlar fakat bunu bilinçsiz bir isteklilikle yapıyorlar. Onların ölümden sonraki hayata olan inancı, ölüm karşısında duydukları korkuya, yakınlarının ölümü karşısında duydukları acıya karşı bir sigortadır.

İnsanların çoğunun okuyup üreten bireyler olmaktansa, izleyip tüketen bir-ş-eyler olmayı tercih etmesine şaşır - mıyorum. Tüketmek insana ölümü unutturur. Böylece insan sorumluluk duygusundan kurtulur. Hafifler. Kendisini eğlendiğine inandıracak gücü toplar.

Hedef kitlesinde tüketim alışkanlığı yaratmak isteyen ürünlerin reklamlarında vermeye çalıştığı tek bir gizli mesaj vardır; "Bizim ürünümüz size ölümü diğer ürünlerden daha iyi unutturur".

Üreten insan ise ölümü aklında hep canlı tutar. Bu sebepledir ki arkasında kalıcı eserler bırakmaya çalışır. Bu da sorumluluk almayı, çalışmayı, yorulmayı beraberinde getirir.

İnsanlar okumaya korkuyorlar çünkü sorumluluk almaktan korkuyorlar. Hep başkaları onlar adına konuşsun, onları savunsun, onlar için savaşsın istiyorlar. Kendilerini başkaları yönetsin istiyorlar. Birileri onlara ne yapacaklarını söylesin, hayatın anlamını anlatsın, ya da hiç olmazsa en azından apartmanı idare etsin istiyorlar. İnsanların elinden okuyacağı kaynakları alanlar, onları başka kaynaklara yönlendirenler, aslında onları kendi içlerinde olan korkularıyla korkutarak işleyebilecekleri madenler haline getiriyorlar.

Bu kaynaklar onların beynine hitap edip öğretmek yerine, onların egolarına hitap ederek ikna eder. İnsana ikna olmak öğrenmekten daha kolay gelir. Bir kimseyi bir kez ikna ettiniz mi, ondan ucuz iş gücü, ürünlerinizi bilinçsizce tüketecek bir kanal, fikirlerinizi yaymakta kullanacağınız bir kuvvet olarak faydalanabilirsiniz. Öğrenmekten, sorumluluk almaktan, okumaktan korkmayan insanlar ise size problem çıkartacaktır. Çünkü onları egoları ile kandıramazsınız. Onları susturmanız gerekir.

İnsanlar - inanıyorum diyen insanlar - hayatın anlamını Warner Kardeşlerin (Warner Bros) yapımlarında, Uzakdoğu kültüründe, kişisel gelişim seanslarında, Fransız mutfağında, underground barlarda, yeni açılan clublarda, şişenin dibinde, ney taksimlerinde, ölülerin mezarlarında, sayıların uyumunda, dedesinden dinlediği masallarda, ondan bundan duyduğu hikayelerde, şiirlerde, falda, televizyonda seyrettiği programlarda, şov men din adamlarında, yarım yamalak yazılmış din kitaplarında, babasının kulaktan duyma nasihatlerinde arıyor.
...
..Onları anlamıyorum. Hayatın sadece bir sınav, onların da benim sınavımın bir parçası olduğunu biliyorum.

Hepsi bu kadar.

Kaynak: http://www.hayatsadece.com/yazi3.html

Kuran'ın Matematiksel Mucizesi


Kuran, indirildiği günden bu yana her çağda yaşayan her insan grubunun anlayabileceği, kolay ve anlaşılır bir dile sahiptir. Edebi dilinin mükemmelliği, benzersiz üslup özellikleri ve içerdiği üstün hikmet, bunun en önemli sebeplerindendir. Bunun yanı sıra Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan birçok mucizevi özelliği daha vardır. Bunlardan biri de Kuran’da dikkat çeken kelime tekrarlarındır.

Allah, bundan 14 asır önce, insanlara yol gösterici bir kitap olan Kuran-ı Kerim’i indirmiş ve tüm insanlığı Kuran’a uyarak kurtuluşa ermeye davet etmiştir. Ayette de bildirildiği gibi Kuran “...alemlere bir zikr (öğüt, hatırlatma, hüküm ve üstün bir şeref)den başka bir şey değildir.” (Kalem Suresi, 52) Kuran indirildiği günden kıyamet gününe kadar da, insanlığın tek yol göstericisi olan son İlahi kitap olacaktır. Kuran’da ancak 20. ve 21. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz bazı bilimsel gerçeklerin 1400 yıl öce bildirilmiş olmasının yanı sıra, Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan pek çok mucizevi özelliğe de sahiptir. Bu özelliklerden biri de, “matematiksel mucize”leridir. Bu mucizeye bir örnek ise Kuran’daki bazı kelime tekrarlarının verdiği ortak sayıdır. Birbiriyle ilgili bazı kelimeler mucizevi bir biçimde aynı sayıda tekrarlanırlar. Aşağıda, bu tür kelimeler ve Kuran içindeki tekrarlanış sayıları verilmiştir.

“Yedi gök” tabiri 7 kere geçer. “Göklerin yaratılışı (halku semavat)” ifadesi de 7 kere tekrarlanır.
“Gün (yevm)” tekil olarak 365 kere geçerken, çoğul yani “günler (eyyam ve yevmeyn)” kelimeleri 30 defa tekrarlanır. “Ay” kelimesinin tekrar sayısı ise 12’dir.
“Bitki” ve “ağaç” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 26
“Ceza” kelimesi 117 kere yer alırken, Kuran ahlakının temel özelliklerinden olan “affetmek” ifadesi, bu sayının tam 2 katı kadar yani 234 kere tekrarlanır.
“De” kelimelerini saydığımızda çıkan sonuç 332’dir. “Dediler” kelimesini saydığımızda da aynı rakamı elde ederiz.
“Dünya” kelimesi ve “ahiret” kelimesinin tekrarlanış sayıları da aynıdır: 115
“Şeytan” kelimesi Kuran’da 88 kere geçer. “Melek” kelimesinin tekrar sayısı da 88’dir.
“İman” (tamlama almadan) ve “küfür” kelimeleri Kuran boyunca 25 kere tekrarlanır.
“Cennet” kelimesi ve “cehennem” kelimesi de aynı sayıda tekrarlanır: 77.
“Zekat” kelimesi Kuran’da 32 kere tekrarlanırken, “bereket” kelimesinin tekrarlanış sayısı da 32’dir.
“İyiler (ebrar)” 6 kere tekrarlanırken, “kötüler (fuccar)” kelimesi ise tam yarısı kadar yani 3 kere geçer.
“Yaz-sıcak” kelimeleri ile “kış-soğuk” kelimelerinin geçiş sayıları da aynıdır: 5
“Şarap (hımr)” ve “sarhoşluk (sekere)” kelimeleri de Kuran’da aynı sayıda tekrarlanır: 6
“Akletmek” ve “nur” sayılarının tekrar sayısı da aynıdır: 49
“Dil” ve “vaaz” kelimeleri eşit sayıda -25 kere- tekrar edilir:
“Yarar” kelimesi 50, “bozma” kelimesi de 50 kere tekrarlanır.
“Sevgi” ve “itaat” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 83
Kuran’da “dönüş” ve “sonsuz” kelimeleri eşit sayıda yer almaktadır: 28
“Musibet” kelimesi ve “şükür” kelimesi, Kuran’da aynı sayıda geçmektedir: 75 kere
“Güneş (şems)” ve “ışık (nur)” kelimeleri Kuran’da 33’er kez geçmektedir.
Sayımda “nur” kelimesinin sadece yalın halleri dikkate alınmıştır.
“Doğru yola ileten (Elhuda)” ve “rahmet” kelimelerinin tekrar sayısı eşittir: 79
Kuran’da “sıkıntı” kelimesi 13 kere yer alırken, “huzur” kelimesi de 13 kere tekrarlanmaktadır.
“Kadın” ve “erkek” kelimelerinin tekrar sayısı da aynıdır: 23
Kadın-erkek kelimelerinin Kuran’da tekrar sayısı olan 23, aynı zamanda insan embriyosunun oluşumunda yumurta ve spermden gelen kromozom sayısıdır. İnsanın kromozom sayısı da anne ve babadan gelen 23’er kromozomun toplamı olarak 46’dır.
“Hıyanet” kelimesi 16 kere geçerken, “habis” kelimesinin tekrar sayısı da 16’dır.
“İnsan” kelimesi Kuran’da 65 kere geçer; insanın yaratılış safhalarının sayısının toplamı da aynıdır
Salat kelimesi bütün Kuran’da 5 kere geçer ve Allah insanlara günde beş defa namaz kılmalarını bildirmiştir.
“Kara” kelimesi Kuran’da 13 kere geçerken, “deniz” kelimesi 32 kere geçmektedir. Bu sayıların toplamı bize 45 sayısını verir. Eğer karaların Kuran’da bahsediliş sayısı olan 13’ü 45’e bölersek, %28,888888888889 sayısını buluruz. Denizlerin Kuran’da bahsediliş sayısı olan 32’yi 45’e böldüğümüz zaman ise, %71,111111111111 sayısını buluruz. Bu oranlar ise, gezegenimizdeki su ve kara parçalarının gerçek oranıdır.

Kuran’da geçen kelime tekrarlarının verdiği ortak sayılar, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan açık delillerden yalnızca biridir. Gerek bilimsel konularda, gerek geçmişten ve gelecekten verilen haberlerde gerekse matematiksel şifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir.

Kuran’ın içinde yer alan her bilgi, bu İlahi kitabın bilinmeyen gizli mucizeleri, Yüce Rabbimiz'in üstün aklının ve sonsuz ilminin delillerinden sadece bir tanesini göstermektedir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

“... Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı” (Nisa Suresi, 82)

Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 13. sayı (Temmuz 2005) 18. sayfada yayınlanmıştır.

Allah'ın Güzel İsimleri


Sizi kim yarattı? Size bu bedeni, gözlerinizin rengini, saçlarınızın rengini kim verdi? Boyunuzun uzunluğunu, saçlarınızın rengini kim belirledi? Sizinle birlikte diğer insanları, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında yaşayan tüm canlıları kim yarattı? Uzayın derinliklerindeki gezegenlerin, Güneş'in ve yıldızların düzenini kim belirledi?

Siz bütün bu sorulara tek bir cevapla karşılık verirsiniz: "Allah". Sizin gibi diğer insanlara da bu sorular sorulduğunda, onlar da "Allah" diye cevap verirler. Nitekim Allah Kuran'da insanların kendi ağızlarıyla bu gerçeği ikrar edeceklerini şöyle bildirmiştir:

Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim emre amade kıldı?" diye soracak olursan, şüphesiz: "Allah" diyecekler... Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?
(Ankebut Suresi, 61)

Oku! Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku!